Albrecht Dürer Genç Tavşan Tablosu Analizi

Albrecht Dürer Genç Tavşan (Young Hare)

Tarih: 1502,

Teknik: Kağıt üzeri desen.

Bu tablo, 1430 -1580 yılları arasında süren Alman Rönesans Sanatı’nın bir başyapıtlarından sayılmaktadır. Ayrıca, natürmort resim türünü oluşturan ilk resimlerdendir. Eserdeki tarih ve logo formundaki imzası çalışmanın yalnızca hazırlık niteliğindeki bir taslaktan ziyade kendi başına bir eser olduğunu düşündürmektedir. Resmin çok sayıda kopyası oluşturuldu. Bu konuda çağdaşlarından en az oniki kişi bilinmektedir. Dürer’in daha sonraki çalışması Great Piece of Turf (1503, Albertina) gibi, hiperrealist bir tavırla, bir fotoğraf gibi resmedilmiştir. Tablo, Jan van Eyck tarafından ortaya konan 15. yüzyıl erken dönem Flaman Resmi stilinde yapılmış ve Kuzey Rönesansı’nın detaylı realizm türüne örnek oluşturmuştur.

Albrecht Dürer, bir kuyumcu olan babasından öğrendiği ağaç oyma, gravür ve baskı işleriyle daha bilinir olsa da Nuremberg’li sanatçı Michael Wogemut’dan çizim ve illüstrasyon sanatlarını öğrenmiş ve bu dallarda da oldukça fazla sayıda eser vermiştir. Dürer, Almanya ve İtalya seyahatleri sırasında geliştirdiği peyzaj, bitki ve hayvan resimleri stilinin yanında yenilikçi tarzda yaptığı otoportreleriyle de ünlüdür.

Genç Yabani Tavşan, Dürer’in hayvan resmi stilinin usta işi bir örneğidir. Sanatçının tabloyu, doğada kabaca çizip atölyesinde mi tamamladığı veya tamamen atölyesinde mi yaptığını bilmiyoruz. Bazı eleştirmenler, tavşanın gözündeki pencere yansımasının, resmin atölyede yapıldığına kanıt olduğunu söylüyorlar ama bizce bu yine de net değil çünkü Dürer resmini yaptığı figürlere ekstra bir canlılık vermek için bu yansımayı hep eklemiştir.

Albrecht Dürer Tavşan tablosu teknik analiz

Aslında Dürer’in yaban ortamda yaptığı taslak resmi, atölyesinde doldurulmuş bir tavşan kullanarak tamamladığı biliniyor. Anatomik açıdan bakıldığında hayvanın detayları çok etkileyici olmakla beraber hayvanın kürkündeki detaylar ve ışığın kullanımı belki ondan da etkileyicidir. Tavşanın tüm bedenindeki tüyleri uçlarına kadar incelikle boyamasının yanında resme hayat katan altın sarısı bir ışık kullanmıştır. Dürer, çizdiği eskizin üzerine kahverengi suluboya uygulamış, ardından hem açık hem de koyu fırça darbeleriyle kürkü boyamıştır. Sonra tavşanın bıyıklarını ve gözdeki yansımayı eklemiştir.

Suluboya uygulaması bittiğinde biraz opak guaş boya ile kürkteki tüyleri gerçek kürkteki tüylerin yatış şeklini vermek için gruplandırarak boyamıştır. En sonda da hacim duygusunu kazandırmak için beyaz boya ile parlak alanları belirginleştirmiştir. Dürer, Rönesans İtalya’sını özellikle Venedik ve Kuzey İtalya’yı birden fazla kez ziyaret ederek hümanizm felsefesiyle birlikte resim sanatında da yeni teknikler kazanmıştır. Bu da kendisine Ortaçağ resmiyle Floransa’da gelişen rönesans sanatını sentezleme yetisini vermiştir. Tüm bu özellikleriyle birlikte Dürer, resim çalışmalarının kalitesi ve çeşitliliğine ek olarak teorik yazılarıyla ortaya koyduğu görüşleriyle de sanat tarihinin en iyi sanatçılarından biri olmayı hak etmektedir.